Mekke Günlükleri

Ramazanın son teravihinde geldik Mekkeye

Bayram sevincini burda yaşayalım diye..

Son orucumuzu burda tutalım diye. Hac sevabından bizde nasiplenelim diye.

Geldik gelmesine de acemiliğimizin yılın en kalabalık olduğu döneme gelmesi bizim için biraz zor oldu. Rabbimden kolaylıklar isteyerek başladık umremize. Sıcakta ve kızımla birlikte tavafı en alt katta yapmaya çalışarak birinci en büyük hatamızı yapmıştık bile. Sonra Rabbim üst kata çıkmayı nasip etti. Sıcaktan korunarak bir nebze rahatladık. Ben her tavaf sonrası biraz oturuyordum. Otururken hep birlikte eşimle önce sen tamamla sonra da ben tamamlayım diye kararlaştırdık. Elhamdulillah kızımsız daha rahat oldu. Hem yol yorgunu olmak hem de babasının omzunda da olsa kalabalıkta tavaf yapmak ona zor geldiğinden bizi de çok yoruyordu.

Kabenin düşündürdükleri

Her dilden, renkten insanın bir araya gelmesi, Rabbinin yiyip içmeyin emriyle bu insanların gün boyu hiçbir şey yememesi, akşam vakti geldiğinde büyük bir sofraya buyurunuz diyen Rabbimize itaat ederek herkesin aynı anda yemeye başlaması o kadar muhteşem ki. Din sadece bizim zannediyoruz ya bazen. Kendi çevremizden dışarıya çıkmayınca Hanefi mezhebindeysek Şafii mezhebindekiler sanki yanlış yapıyormuş gibi geliyor ya yada tam tersi bir durum. İşte mezheplerin buluştuğu bu mübarek beldede herkes kendi mezhep imamına uyuyor. Biri diğerini yadırgamıyor, diğeri ötekini ayıplamıyor. Hepsinin tek bir amacı; Bir olan Zat’a itaat etmek. Kimi o kadar samimi dua ediyor ki sanki gözlerinden okunuyor. Samimi olan kulların hürmetine diye dua ediyoruz bizde.

Bu kadar insanın olduğu yerde tabiki hatalar olacak bizde yok mu sanki diyorum. Yanlışları gördürme, aklımızı oraya sabitleme diye dua ediyoruz. İbadete odaklanmayı bu anları bize sunulmuş bir fırsat olarak en güzel şekilde değerlendirmeyi istiyoruz. Bunun için Rabbimizden güç, kuvvet, kolaylık istiyoruz

Sıra safa merveye geldiğinde ilk eşim başladı o bitirince kızımı devraldı ve sıra bana geldi.

Safa Mervenin Düşündürdükleri

Safa Merve diyince Hz. Hacer annemiz gelir akla. Bir damla su kalmayınca kaplarında o 7 defa koşturması gelir akla. Bende o yolu yürürken bunu düşündüm ve kendime dedim ki. Evet her anne yavrusuna duyduğu yüksek merhametiyle koşturur. Ama bize zemzem olabilecek şeyler neden gelmez. Yani Hz. Hacer annemiz maddi duasını yapmış su arayarak ve bunu 7 kere canhıraş bir şekilde isteyerek yapmış.

  • Biz Rabbimizden gerçekten bu kadar güçlü bir şekilde istiyor muyuz?
  • Sadece manevi duamızı yapıp maddi duayı unutuyor muyuz? Yani Allah’ım yavrumlarımıza( yada istediğimiz her ne ise) şunları şunları ver diyip kenara mı çekiliyoruz?
  • Kenara çekilmiyorsakta Hz Hacer anemiz kadar çabamız var mı?

Hz. Hacer annemizi İbrahim (as) çölün ortasına bırakmıştı. Oda bizler gibi şikayetlenip durabilirdi. Ama o yüce annemiz o yolu seçmedi. Rabbine teslim oldu ve elinden geleni yapmaya koyuldu.

O büyük gayretinin sonucu halen devam ediyor ve elhamdulillah bizlere de can suyu oluyor.

Umremi akşam namazı olmadan tamamlayabildiğim için o kadar mutluydum ki. Bir an yetişmeyecek benimki demeye başlamıştım. Elhamdulillah nasip edene…

Ertesi gün bayram ve ben ilk defa bayram namazı kıldım. Kabeye giremeyiz ama avlusunda bir köşede inşallah kılarız diyordum kaldığımız yere kadar cemaatin geleceğini tahmin etmiyordum.

Sokaklar bayram namazı için dolup taşmıştı. Minik adımlarla ilerleyip uygun bir yere seccadelerimizi serdik. Kızım ve ben etrafı izliyorduk. Çocuklara en güzel kıyafetleri giydirilmiş, kız çocuklarının saçları süslenmişti. Ne kadar da özenliydi her şey. Etraf aydınlanında daha da net görünüyordu. Namazdan sonra çaylar hurmalar dağıtan insanlar vardı sokakta. Kaldığımız yere doğru giderken elhamdulillah diyorduk Rabbimize bizi bayrama kavuşturduğu için.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir